Kaynak: http://www.milliyet.com.tr
Dünyanın gündemini 100. yıl dönümü olması nedeniyle uzun süredir meşgul eden Büyük Savaş’a dair, Bahçeşehir Üniversitesi Medeniyet Araştırmaları Merkezi (MEDAM) ve TRT World Research Centre işbirliğinde “100 Yıl Sonra: Cihan Harbi” Uluslararası Paneli ve Yakın Plan Cihan Harbi Belgeseli’nin lansmanı gerçekleştirildi.
MEDAM ve TRT World Research Centre tarafından Conrad Hotel’de düzenlenen “100 Yıl Sonra: Cihan Harbi” uluslararası paneline, alanında uzman akademisyenlerin yanı sıra Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, TRT Genel Müdürü İbrahim Eren ve Bahçeşehir Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başbakanı Enver Yücel katılım gösterdi. Panelin başında “Yakın Plan Cihan Harbi” belgeselinin tanıtımı yapıldı. 22 bölüm ve 26’şar dakikalık “100 Yıl Önce 100 Yıl Sonra / Yakın Plan Cihan Harbi” belgesel projesi 6 Kasım 2017 tarihinden itibaren TRT Belgesel Kanalı’nda yayınlanmaya başlamıştı. Belgeselin ana teması, Osmanlı bakış açısından Cihan Harbi olmakla beraber; savaşa doğru adım adım sürüklenen dünya, tüm itilaf – ittifak devletleri ve sömürgeleri açısından öncesi ve sonrası ayrıntılı olarak irdelenmekle birlikte tüm cepheler, teknoloji, propaganda, istihbarat ve daha önce dile getirilmemiş gizli ittifak anlaşmaları, Büyük Savaş’ın günümüze etkileri gibi konulara yer verilmektedir.
Belgeselin lansmanı sonrasında da “100 Yıl Sonra: Cihan Harbi” Uluslararası Paneli düzenlendi. Prof. Justin McCarthy, Prof. Edward Erickson, Prof. Mehmet Ali Beyhan, Prof. Halil Berktay, Prof. Tufan Buzpınar gibi alanında uzman kişilerin konuşmacı olarak katıldığı panelde Cihan Harbi’nin sebepleri, sonuçları ve günümüze etkisi, Büyük Savaş öncesi ve sonrasında Filistin ve Kudüs konuşuldu.
“Biz kendi hikâyesi olan bir milletiz”
Açılış konuşmasında Türkiye’nin kendi tarihini gerçek anlamda görmesi için bu tarz çalışmalara ihtiyaç duyulduğundan bahseden İbrahim Kalın sözlerine şu şekilde devam etti; “Öncelikle emeği geçen herkesi tebrik ederim. Özellikle geçmişin unutulduğu ve giderek hafızaların azaldığı bir dönemde böyle bir çalışma gerçekten çok önemli. Çünkü tarihi bilmemiz gerekiyor ki geleceği inşa edelim. Tarih bize hep Avrupa perspektifinden anlatılıyor. Bugün hala daha bilim, düşünce tarih nerede başladı diye sorulsa hep batı gösteriliyor. O yüzden kendi gerçek tarihimizi öğrenmek için bu tarz çalışmalara ihtiyacımız var. Biz kendi hikayesi, masalı ve kahramanları olan bir milletiz. Bir coğrafyaya ait olmak o coğrafyanın hikayesine sahip olmak demektir. 1. Dünya Savaşı bir dizi önemli hadiseyi getirmiştir. Bugüne olan yansımaları, Türkiye Avrupa ilişkileri, savaşın bittiği, emperyalist planların devam etmediği anlamına gelmiyor. Mevcut düzen, adaleti huzuru ve eşitliği üretmiyor. Yeni küresel düzenin yeni baştan sorgulanması gerekiyor. Bunun yükünü de bizim coğrafyamız çekiyor. Batı ile İslam dünyası arasında tekrar bir bağ kurulacaksa eğer tarih yeniden sorgulanmalıdır. Bugün artık İslamiyet Batı kültürünün çağdaşlaşmış halidir. Geçtiğimiz savaşları tekrar yaşamamak için ötekileşmeye değil daha fazla bir arada olmaya ihtiyacımız var. Kartopu etkisi çağında değil kelebek etkisi çağında yaşıyoruz. O yüzden küreselleşmenin tek bir adresi yok.”
“Ne sömürdük ne de sömürüldük”
Bahçeşehir Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Enver Yücel de yaptığı konuşmada, 1. Dünya Savaşı’nda Türklerin birçok şey kaybettiğini ancak onurlarını kaybetmediğini söyledi. “Türkler hiçbir zaman ne sömürüldü ne de sömürdü” diyerek sözlerine devam eden Yücel, “Dünyanın çeşitli noktalarında hala savaş bitmedi. Yüz yıl önce binlerce insanın öldüğü özellikle bizim çok büyük zararlar gördüğümüz 1. Dünya Harbi’nde çok şey kaybettik ama onurumuzu ve gururumuzu kaybetmedik. Dimdik durduk. O duruşla yolumuza devam ediyoruz. O günden bugüne savaşın çıkmasına neden olan sömürgeci anlayıştan hala vazgeçilmedi. Türkiye hiç bir zaman ne sömürdü ne sömürüldü. Bunları unutmadan büyüyeceğiz. Gençlerimizi bu bilinçle yetiştirmeliyiz. Üniversiteler sadece bilgi üretmez dünyanın sorunlarına da çözüm üretmeliyiz. Dünyaya da bunu göstermeliyiz” şeklinde konuştu.
İbrahim Eren de yayıncılıkta önemli olanın neyin anlatıldığı değil nelerin anlatılmadığı olduğuna dikkati çekerek, ülkelerin tarihi olayları genellikle kendi perspektiflerinden anlatmayı tercih ettiklerini söyledi. Eren, “Biz farkımızı sadece ve sadece gerçeği merkeze alarak hazırladığımız yayınlarla ortaya koymaya çalışıyoruz. Türkiye ve dünyaya doğru olan bilgiyi, gerçeği, hakikati, bilinmeyenleri tüm gerçekliğiyle aktarmak için çalışıyor” dedi. Eren, Yakın Plan Cihan Harbi belgeseline de yapım ve yayın desteği vermekten mutluluk duyduklarını, belgeselin savaşın 100. yılında savaşın anlatılmamış yönlerini ele aldığını, 22 bölüm halinde TRT’nin farklı kanallarında ekrana geleceğini bildirdi.
Yakın Plan Cihan Harbi Belgeseli
Belgesel, 1. Dünya Savaşı’nı tarihsel sırayla işlemekle beraber, her bölüm kendi içerisinde ve yakın planda, bugüne dek değinilmemiş, verilmemiş konuları içeriyor. Belgeselin yapımında işlenilen drama çekimleri için, Safranbolu’da 26 gün, Bosna Hersek – Saraybosna’da 10 gün ve İstanbul’da 10 gün olmak üzere tam profesyonel ekip ve ekipmanlarla kurulan drama setlerinde canlandırma çekimleri yapılmıştır. 400 civarında yerli ve yabancı oyuncu ve figürasyon hizmet vermişlerdir. Projede, Sultan II. Abdülhamid, Sultan 3. Selim, Enver Paşa, Cemal Paşa, Talat Paşa, Rauf Orbay, Winston Churchill, Said Halim Paşa, Wangenheim, T.E. Lawrence, Gertrude Bell, Göring, Rosa Luxemburg, Doughty Wylie, Rupert Brooke, Mehmet Akif Ersoy vb. pek Çok önemli şahsiyet dramalarla anlatılmıştır.